Refleksoloji, ayakta belli noktalara dokunarak sindirimden solunuma tüm fonksiyonların harekete geçirilebileceğini öne süren bir öğreti. Refleksoloji uzmanı İpek Çaldemir, ‘Ayakta sindirimle ilgili noktaya basarsam, karnınız guruldar’ diyor!

MELTEM GÜNAY
İSTANBUL – 
Refleksoloji kısaca ayak tabanlarına yapılan masaj ile tüm vücudu rahatlatılması olarak tanımlanabilir. Birçok kültürde binlerce yıldan beri uygulanan refleksolojinin kökeni, 5 bin yıl öncesine, Mısır firavunlarına dayanıyor. Tarihte Hindistan, Japonya, Çin ve Amerika’nın yerli medeniyetlerince de bilinen refleksolojinin modern anlamda tüm dünyaya yayılması ise 1900’lü yıllara rastlıyor. Dr. William Fitzgerald tarafından yeniden keşfedilen ve ‘ağrı kesme yöntemi’ olarak kullanılan refleksoloji, Türkiye’de de stres ve ağrılardan kurtulmak isteyenlerin başvurduğu yolllardan biri…
Doğal Terapi Uzmanı İpek Çaldemir, refleksolojinin, ayaklardaki belli refleks noktalarının bulunmasıyla yavaş yavaş bugünkü şeklini almaya başladığını anlatıyor: “Refleksolojiyi ‘Ayaklar bedenin aynasıdır’ sözüyle özetleyebiliriz. Refleksoloji ayaklara uygulanan ovma hareketleriyle vücudun belli bölgelerinde bloke olmuş enerjiyi çözerek bedenin kendisini iyileştirme gücünü harekete geçirmesi olarak tanımlanabilir.”

Önemli olan ‘denge’ sağlamak


Çaldemir, refleksolojinin ‘denge’ sağlayan bir terapi olduğunu ve kişinin kendisini fiziksel, duygusal ve ruhsal açıdan iyi hissetmesini sağladığını söylüyor. Refleksoloji ayakta bedenin bütün bölgelerine, organlarına ve sistemlerine karşılık gelen refleks noktaları bulunduğu ve bu noktaların beden anatomisinin aynasını yansıttığı inancına dayanıyor. Özel el ve parmak teknikleriyle refleks noktalarına bastırmak ve ovalamak bu sistemleri harekete geçiriyor. Refleksoloji uzmanı Çaldemir bu durumu şöyle örnekliyor: “Mesela ayak tabanında belirli bir noktaya dokunduğumda kişinin başındaki ağrıya iyi gelebiliyor. Bu, iki bölge arasındaki ilişkiyi gösteriyor. Ya da bazı durumlarda kişi kendini çok halsiz hisseder. Bu enerjinin vücudunun belirli bir bölgesinde bloke olduğunu gösteriyor. Bu durumda ayak tabanına yaptığımız masaj enerjinin vücut içine yayılmasına neden oluyor.”
Çaldemir, refleksolojinin sadece fiziksel bir temas olmadığını, bütün bedeni harekete geçirdiğini hatırlatıyor. Bu masajı yaptırmak için gelenlerin ortak cümlesi ‘Bedenimde bir terslik hissediyorum’muş. Ayrıca migren, baş, boyun, bel ağrısı, regl ağrıları, strese bağlı olarak ortaya çıkan ağrılar nedeniyle Çaldemir’e başvuranlar var.

Sinüzitten prostat sorunlarına…


Refleksolojinin beden fonksiyonlarını normalleştirdiğini, normalleşmiş beden fonksiyonlarının ise insana rahatlama, kaliteli bir uyku ve toksinlerden arınmış bir beden sağladığını vurgulayan Çaldemir, refleksoloji terapisi sırasında bazı organ ve sistemlerin harekete geçmesinin doğal olduğunu, mesela ayak tabanında sindirim refleksine dokunulduğunda insanların karınlarının guruldadığını anlatıyor. Refleksolojinin hem hastalıktan korumak, hem de belli sıkıntıların hafifletilmesi için kullanılabileceğini söyleyen Çaldemir, “Stres, yorgunluk, uykusuzluk, migren, kadın hastalıkları, menopoz, regl ağrısı, hazımsızlık, sırt ağrısı, romatizma, siyatik, eklem intihabı, sinüzit, astım, prostat sorunlarında uygulandığında sonuç alabiliyoruz” diyor.


“ABD’de yapılan bir araştırmaya göre refleksolojinin regl öncesi gerginliği yüzde 45 civarında azalttığı kanıtlandı” diyen Çaldemir, 20 dakikalık terapinin vücut sirkülasyonunu yüzde 10-15 oranında harekete geçirdiğini söylüyor. Refleksoloji terapisinin hiçbir yan etkisinin olmadığını söyleyen Çaldemir, yine de hamileliğin ilk üç ayında, enfeksiyona bağlı ateşlenme durumunda, kanser ve damar tıkanıklığı hastalarında uygulanmaması gerektiğini hatırlatıyor.

Tedavi değil, rahatlama sağlıyor


Refleksolojinin haftada bir seans halinde uygulanmasını öneren Çaldemir, bunun bir ‘rahatlama terapisi’ olduğunun ısrarla vurguluyor. Bu nedenle insanların hastalandıklarında mutlaka doktora gitmeleri gerektiğinin söyleyen Çaldemir, “Burada onları iyileştiren bir tedavi yöntemi uygulamıyorum. Masajla içlerinde olan iyileşme mekanizmalarını harekete geçiriyorum. Bana hasta olduğu için gelen yok. Ama belki rahatlamaya bağlı olarak belli ağrıları geçiyor” diyor.
Ayrıntılı bilgi için: (0212) … .. ..

Pakistan’dan Peru’ya


1968 yılında Elazığ’da doğan İpek Çaldemir, çocukluk ve gençlik yıllarını Pakistan, İran, Gana ve Peru’da geçirdi. Ankara Üniversitesi’nde filoloji eğitimi gören Çaldemir, çokuluslu hizmet ve kozmetik şirketlerinde eğitim ve çevre konularında çeşitli görevler aldı, satış ve pazarlama konularında İngiltere’nin önde gelen okullarında eğitim gördü.
Daha sonra doğal terapi yöntemlerine ilgi duyan Çaldemir, bu konuda gerekli eğitimleri aldıktan sonra doğal terapist olarak hizmet veriyor. Westminster Üniversitesi’nde doğal tedavi yöntemleri üzerine eğitim gören Çaldemir yurtdışında masaj teknikleri konusunda kurslara katıldı.

Neyse halin…


Refleksoloji uzmanı İpek Çaldemir sadece ayaklara bakarak kişinin sağlığıyla ilgili bazı tahminlerde bulunabileceğini söylüyor: “Bazı insanların ayak baş parmaklarının tırnakları etlerine batar. Bu o insanın başıyla ilgili sıkıntıları olduğunu gösterir. Yoğun baş ağrıları çektiğini ve kendini düşünceleriyle yorduğunu söyleyebilirim. Ya da ayaklarının rengine bakarak o insanın rahatsızlığı hakkında fikir yürütebilir. Sarımsı renkteki ayaklar, kişinin az su içtiğini ve belli organlarını çok yorduğunu gösterir. Ayak tabanının belirli bir bölgesinde sertlik olması bana ciğerleriyle ilgili bir sorun yaşadığını düşündürür. Ayakların rengi, kokusu, tırnakların durumu bana o insanla ilgili pek çok ipucu sağlar”